13 Nisan 2025 Pazar

Vicdan mı Kan Bağı mı? Babalarına Bakmaya Zorlanan Kız Kardeşler!

Isparta'da yaşanan ve büyük bir tartışma başlatan olayda, babaları tarafından terk edilen iki kız kardeş, şimdi babalarının huzurevi masraflarını ödemeye zorlanıyor. Mahkemenin aldığı karar, hukuk çevrelerinde ve psikoloji camiasında geniş yankı uyandırdı. Peki, bu kararın ardındaki gerçekler neler ve vicdanlar mı, kan bağı mı kazanacak?

Terk Edilen Çocuklar, Yıllar Sonra Gelen Şok

F.S. ve Ş.S. kardeşler, henüz 4 ve 8 yaşlarındayken babaları tarafından terk edildiler. Yıllarca Çocuk Esirgeme Kurumu'nda büyüyen kardeşler, zorlu yaşam koşullarına rağmen eğitimlerini tamamlayarak hayata tutundular. Ancak hayat, onlara beklenmedik bir sürpriz hazırlamıştı. Yıllar sonra, onları terk eden baba Mustafa S., kimsesiz ve yoksul bir durumda bulundu.

Geliri olmayan Mustafa S., Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından bir huzurevine yerleştirildi. Ancak huzurevinde kalmanın aylık 9 bin 230 TL'lik maliyetini karşılayacak durumu olmayan Mustafa S. için Bakanlık harekete geçti. Yasal düzenlemeye dayanarak, yardım nafakası davası açtı ve bu masrafın kızları tarafından ödenmesini talep etti.

Mahkeme Kararı ve Vicdanların Sesi

Mahkeme, "kan bağı" gerekçesiyle kız kardeşlerin babalarının huzurevi masraflarını ödemesine karar verdi. Bu karar, hem hukuk çevrelerinde hem de psikoloji camiasında büyük tartışmalara yol açtı. Peki, vicdan bu karara ne diyor? Yıllarca kendilerine bakmayan, onları terk eden bir babanın masraflarını ödemek zorunda olmak ne kadar adil?

Kız kardeşler ise karara tepki göstererek, "Vicdanımız el vermiyor" dediler. Yıllarca kendilerine sahip çıkmayan bir babanın şimdi masraflarını ödemek zorunda olmalarının adaletsizlik olduğunu savundular. Bu durum, sadece hukuki değil, aynı zamanda derin bir psikolojik yarayı da beraberinde getirdi.

Hukuki ve Psikolojik Boyutlarıyla Tartışma

Bu olay, sadece Isparta'da değil, tüm Türkiye'de büyük bir tartışma başlattı. Hukukçular, kan bağının hukuki sorumluluklar getirdiğini savunurken, psikologlar ise vicdanın ve duygusal bağların önemine vurgu yapıyorlar. Bu karmaşık durum, aile hukuku ve vicdan arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu davada olduğu gibi benzer durumlarda, mahkemelerin sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani ve psikolojik faktörleri de göz önünde bulundurması gerektiği savunuluyor. Aile bağlarının karmaşıklığı ve her olayın kendine özgü koşulları, daha adil ve vicdani kararlar alınmasını gerektiriyor.

Sonuç olarak, Isparta'da yaşanan bu olay, vicdan ve kan bağı arasındaki karmaşık ilişkiyi bir kez daha gündeme getirdi. Mahkemenin kararı hukuki açıdan doğru olsa da, vicdani açıdan büyük bir soru işareti yarattı. Bu tür davaların, sadece hukuki değil, aynı zamanda psikolojik ve vicdani boyutlarının da dikkate alınması, daha adil ve insan odaklı çözümler bulunmasına yardımcı olabilir.

İlgili Haberler