
Kıbrıs'ta Kirli Oyun! Rusya'nın Akıl Almaz Planı Ortaya Çıktı
Kıbrıs, son dönemde hem iç siyasi gelişmeler hem de stratejik önemi nedeniyle yeniden dikkatleri üzerine çekiyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik açıklamaları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kıbrıs'ın yeni emperyalist oyunlara dahil edilmek istendiği yönündeki uyarıları hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Ancak, son gelişmeler Ada'nın güneyinde yaşanan olaylara odaklanmayı gerektiriyor. AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden yürütülen operasyonlar, sadece Kıbrıs'ı değil, tüm NATO'nun güvenlik yapısını tehdit ediyor.
Rusya'nın "Harmony" Ağı: NATO'ya Karşı Gizli Tehdit
ABD'nin saygın uluslararası ilişkiler dergisi "The National Interest"te yayınlanan bir makale, Rusya'nın GKRY üzerinden yürüttüğü gizli operasyonu gözler önüne seriyor. Makalede, GKRY merkezli "Mostrello Commercial Ltd" adlı şirketin, Rus istihbaratıyla bağlantılı UPT firması adına hareket ederek Batılı ülkelerden sonar sistemleri, su altı dronları ve gelişmiş denizcilik ekipmanları satın aldığı ve bunları Moskova'ya aktardığı belirtiliyor. Bu transferler, bazı Avrupa ve İsrail şirketlerinin ürünlerinin "çift kullanımlı sivil ekipman" olarak faturalandırılması sayesinde gerçekleştiriliyor ve bu durum, Rus savunma sanayisine gizli bir destek sağlıyor.
Makalede ayrıca, AB'nin GKRY üzerinden geçen teknoloji ihracat zincirini yeterince denetlemediği eleştirisi de yer alıyor. Bu durum, Rusya'nın Batı ülkelerinden elde ettiği hassas teknolojilerle Kuzey Kutbu'ndaki Arktik bölgesinde "Harmony" adında gelişmiş bir Denizaltı Tespit Ağı kurmasına olanak tanıyor. Bu sistem, deniz tabanlı sonarlar ve dronlarla donatılmış olup, NATO denizaltılarını izleme kapasitesine sahip. Bu durum, NATO için ciddi bir güvenlik açığı yaratıyor.
Avrupa'nın Kirli Çamaşırları ve Türkiye'nin Rolü
Kara para aklama ve küresel teknoloji hırsızlığına aracılık eden bu durum, Kıbrıs Türk halkının aynı çatı altında yaşama ısrarının ne kadar mantıksız olduğunu bir kez daha gösteriyor. Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Avrupa ülkelerinin güvenlik endişeleri artarken, AB'nin SAFE (Security Action for Europe) programı başlatıldı. Almanya'nın öncülük ettiği bu 150 milyar Euro'luk programa Türkiye'nin de dahil olması savunulurken, Yunanistan Ege'deki anlaşmazlıkları bahane ederek Türkiye'yi dışlamaya çalışıyor.
Yunanistan ve GKRY, Türkiye'yi SAFE'in dışında tutmaya çalışırken, GKRY'de kurulan paravan şirketler üzerinden Rusya'ya teknolojik casusluk yapılmasına göz yumuyor. Bu durum, Avrupa'nın güvenlik politikalarındaki çelişkileri ve Kıbrıs meselesinin karmaşıklığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını koruma ve bölgedeki istikrarı sağlama konusundaki kararlılığı daha da önem kazanıyor.
Sonuç olarak, Kıbrıs'ta yaşanan bu gelişmeler, bölgedeki güç dengelerini ve güvenlik risklerini yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor. Rusya'nın GKRY üzerinden yürüttüğü gizli operasyon, NATO'nun güvenlik mimarisine yönelik ciddi bir tehdit oluştururken, Avrupa'nın bu duruma karşı aldığı önlemlerin yetersizliği dikkat çekiyor. Türkiye'nin bölgedeki aktif rolü ve kararlı duruşu, bu tür tehditlere karşı önemli bir denge unsuru olarak öne çıkıyor.











