27 Nisan 2025 Pazar

Türkiye'ye Tayvan Dersleri: Depreme Hazırlıklı Yaşam Mümkün mü?

Türkiye, deprem gerçeğiyle yüzleşirken, Tayvan'ın bu konudaki deneyimleri dikkat çekici bir örnek sunuyor. Bir yazarın gözlemleriyle aktarılan Tayvanlı turistlerin deprem karşısındaki sakinliği, aslında uzun yıllara dayanan bir hazırlık ve bilinçlenme sürecinin sonucu. Peki, Türkiye bu örnekten neler öğrenebilir?

Tayvan'ın Depremle Yaşama Sanatı

Tayvan, sık sık depremlerle karşı karşıya kalan bir ülke. Ancak bu durum, halkın yaşamını felç etmek yerine, depremle yaşamayı öğrenme ve buna uygun önlemler alma konusunda onları motive etmiş. 1999'da yaşanan büyük depremde 2500 kişi hayatını kaybederken, geçen yılki aynı şiddetteki depremde bu sayı sadece 10 olmuş. Bu, Tayvan'ın deprem konusunda katettiği büyük mesafeyi gösteriyor.

Tayvanlıların deprem konusundaki bilinçli yaklaşımları, turist olarak geldikleri Türkiye'de bile kendisini gösteriyor. Konaklayacakları otelin depreme dayanıklılığını araştırarak seyahat eden bu insanlar, aslında bireysel sorumluluk almanın ve önlemci olmanın önemini vurguluyorlar.

Türkiye İçin Çıkarılacak Dersler

Tayvan'ın başarısının ardında yatan temel faktörler şunlar:

  • Sürekli Hazırlık: Depremin ne zaman olacağını tahmin etmek yerine, her an olabilecekmiş gibi hazırlıklı olmak.
  • Bilinçlendirme: Halkı deprem konusunda eğitmek ve yapılması gerekenleri öğretmek.
  • Dayanıklı Yapılar: Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırarak depreme dayanıklı binalar inşa etmek.
  • AR-GE ve İnovasyon: Deprem teknolojileri konusunda araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak.

Türkiye'nin de Tayvan gibi depremle yaşamayı öğrenmesi ve bu konuda somut adımlar atması gerekiyor. Kentsel dönüşüm projelerinin önündeki engeller kaldırılmalı, vatandaşlar deprem konusunda bilinçlendirilmeli ve deprem anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak öğretilmeli.

Depreme Dirençli Bir Yaşam Kültürü Oluşturmak

Unutmamalıyız ki, deprem bir doğa olayıdır ve önlenemez. Ancak alınacak önlemlerle depremin yıkıcı etkileri en aza indirilebilir. Türkiye olarak, deprem teknolojileri konusunda AR-GE çalışmalarına ağırlık vermeli ve savunma sanayindeki başarıyı bu alanda da göstermeliyiz. 6.2 şiddetindeki son deprem, bir uyarı niteliğinde olmalı ve bizi harekete geçirmeli.

Tayvanlıların dediği gibi: "Biz Tayvan'da depreme alışığız ama aynı zamanda tedbirliyiz. Gerekli tüm önlemleri aldığımızdan eminiz. Hep yaptığımız gibi İstanbul'a gelirken de yangın, deprem gibi risklere karşı gerekli tedbirlerin alındığından emin olduğumuz mekanları seçmeye özen gösterdik. Elimizden geleni yaptık, gerisi hayatın ta kendisi."

Unutmayalım, iyimser insan her felakette bir fırsat görür. Türkiye olarak bu fırsatı değerlendirmeli ve depreme dirençli bir yaşam kültürü oluşturmalıyız.

İlgili Haberler