17 Mayıs 2025 Cumartesi

Seyfettin Araç'tan Edebiyata Meydan Okuma: Zamanı Tanrı Yaşar!

Seyfettin Araç, uzun yıllar boyunca farklı platformlarda yayımladığı yazıların ardından 2020'de "Kent Şiiri" adlı kitabıyla okurlarla buluştu. Pandemi döneminde hayatı sorgulayarak yazarlığa yönelen Araç, ardından "Unutulmuş Topraklar" ve "Sevgili Yalnızlık" kitaplarını da yayımladı. Araç, yazarlığıyla ilgili olarak, "Çok hızlı yaratan bir yazar değilim, sadece çok biriktiren bir yazarım ve geç kaldığım bu edebiyat alemine en kaliteli eserleri aşkla vermekle yükümlüyüm ki bu da benim edebiyata olan borcum," şeklinde bir açıklamada bulunuyor. Biz de Seyfettin Araç ile son kitabı "Zamanı Tanrı Yaşar" üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yazarlığa Dönüş ve İlham Kaynağı

Uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra roman yazmaya nasıl yöneldiğini sorduğumuzda Araç, şu cevabı veriyor: "Ailenin tek erkek çocuğu olmak, geleneksel aile kültürünü ruhunuzda, belleğinizde bir kalıba oturtmuş duvarlarla çevrili bir ruhla yaşıyor olmak; hayallerinizi ötelemekle başlıyor ne yazık ki. Uzun seneler aile şirketlerinde çalıştım, yönettim ve fakat bu sürede birçok edebiyat dergilerinde, bilinen sanat sitelerinde bazen kendi adımla bazen de nickname’lerle yani başka adlarla çalışmalarımı yayımlıyordum." Profesyonel anlamda eserler üretme fikrinin pandemi döneminde hayatı sorgulamasıyla başladığını belirten Araç, ölümün karşısında ticaretin, paranın ve makamın anlamsızlığını fark ettiğini ve gerçek hayalinin peşinden gitmeye karar verdiğini vurguluyor. "Ben bir edebiyatçıydım, bu coğrafyanın en iyilerinden olabilecek kadar iyi eserler yaratabilirdim," diyen Araç, edebiyatla yatıp sanatla kalkan bir insanın iş toplantılarında bile denemeler yazmaya çalıştığını ifade ediyor.

"Zamanı Tanrı Yaşar": Gerçek Bir Aşkın Romanı

"Zamanı Tanrı Yaşar" romanının gerçek bir aşk öyküsünden yola çıktığını belirten Araç, bu hikâyeyi anlatmanın zorluklarını ve kolaylıklarını şu sözlerle açıklıyor: "Zamanı Tanrı Yaşar ağır bir roman oldu ve itiraf etmem gerekirse yola çıktığım zaman böyle hacimli bir eser ortaya çıkaracağımı düşünmüyordum. Roman bittiği vakit tek bir cümle bile çıkarıldığında eserin tüm anlamı değişiyor, manası kayıyor gibi hissettiğimde ortaya çıkardığım eserle bir daha gurur duydum." Gerçek bir hayat hikâyesini yazmanın en güzel yanının bu his olduğunu söyleyen Araç, omuzlarında ağır bir yük olduğunu ve yazdığı her kelimede bu ağırlığı hissettiğini belirtiyor. Hikâyede altı karakterin olmasının ve bu karakterlerin altı farklı anlatıcı olarak sunulmasının kendisini zorladığını ifade eden Araç, editleme sürecinde de ciddi zorluklar yaşadığını sözlerine ekliyor.

Gelecek Projeler ve Edebiyata Meydan Okuma

Gelecek projeleri hakkında da bilgi veren Seyfettin Araç, yayınevi ve satış sorunları olmasa beşli bir şiir seti hazırladığını ve okuyucuya sunmak istediğini belirtiyor. Ancak okuyucunun artık şiir satın almadığını ve okumadığını, bu durumun yayınevlerini durduran bir faktör olduğunu ifade ediyor. Sadece romanlarla devam etme isteği olduğunu söyleyen Araç, hayal ettiği sona varabilmenin en net cevabının romanlar olduğunu vurguluyor. Önümüzdeki senenin başına yetiştirmek istediği bir üçleme olduğunu belirten Araç, "Sevgili Yalnızlık" romanını üçlü bir set olarak okuyucuya sunmak istediğini, hatta yayınevinin üçlemeyi tehlikeli görmesi durumunda yaklaşık bin sayfayı bulacak tek bir roman olarak da yayımlayabileceğini söylüyor. Ardından bir dönem romanı geleceğini ve beynini en çok kurcalayan, ruhunu kanatan bir eserle okurların karşısına çıkacağını müjdeliyor. Araç, 2032 senesine kadar yayımlayacağı romanlarının hazır olduğunu ve sadece toparlamakla meşgul olduğunu ifade ediyor.

Roman tekniğinde de alışılmışın dışında bir yöntem izlediğini belirten Seyfettin Araç, her eserinde bu coğrafyanın daha önce denenmemiş türlerini denemeye gayret ettiğini söylüyor. İlk eserinde son otuz senenin en kalabalık şiir kitaplarından birini çıkardığını, ikinci eserinde monolog türde bir roman yayımladığını, üçüncü eserinde çift anlatıcı kullandığını ve son eseri "Zamanı Tanrı Yaşar"da ise her karakterin kendi hikayesini anlattığı altı anlatıcılı bir roman yazdığını ifade ediyor. "Yenilik yapmayı, yeni jenerasyonun deyimiyle kendime meydan okumayı belki de bu yüzden seviyorum," diyen Araç, kendinden önceki ustaları geçme çabasının ancak böyle yeniliklerle olabileceğini vurguluyor. İlk romanında yasaklı kelimeler kullandığını ve okuyucunun bu duruma şaşırdığını ve sevdiğini belirten Araç, bu son romanda da roman kahramanlarını anlatıcı olarak sunduğunu ve okuyucunun bu yeni tarzı da çok seveceğine inandığını dile getiriyor.

Seyfettin Araç'ın edebiyata olan tutkusu ve yenilikçi yaklaşımı, onu Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri yapmaya aday görünüyor. "Zamanı Tanrı Yaşar" romanıyla okurlara unutulmaz bir deneyim yaşatan Araç, gelecek projeleriyle de adından sıkça söz ettireceğe benziyor.

İlgili Haberler