İran'dan İade Edilen Rapçi Tatalu'ya İdam Şoku!
Gündem

İran'dan İade Edilen Rapçi Tatalu'ya İdam Şoku!


08 June 20255 dk okuma30 görüntülenmeSon güncelleme: 29 June 2025

Türkiye'den iade edilen İranlı rapçi Amir Hüseyin Maksudlu, bilinen adıyla Tatalu, hakkında verilen idam cezası Yüksek Mahkeme tarafından onaylanarak kesinleşti. Bu karar, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve insan hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Tatalu'nun her an idam edilme olasılığına karşı İran'dan ve uluslararası kurumlardan tepkiler yükselmeye devam ediyor.

Tatalu'nun İdam Cezası Onaylandı: Gelişmeler

İranlı rapçi Tumaj Salehi, futbolcu Mehdi Taremi, oyuncu Seher Gureyşi ve vücutçu Hadi Çupan gibi ünlü isimler, Tatalu'nun serbest bırakılması için çağrıda bulundular ve ölüm cezasını kınadılar. Sosyal medyada #StopExecutionsInIran etiketiyle başlatılan kampanya, İran içinde de büyük destek görüyor. Tatalu'nun idam cezası, Aralık 2023'te iltica başvurusu dikkate alınmadan Türkiye'den İran'a iade edilmesiyle başlamıştı. "Kutsallara hakaret" gibi çeşitli suçlardan beş yıl hapis cezasına çarptırılan Tatalu'nun cezası, savcının itirazı üzerine Yüksek Mahkeme tarafından bozulmuştu. Ancak, yenilenen yargılamada "Hazreti Muhammed'e hakaret" suçundan ölüm cezasına çarptırıldı ve davası temyiz için tekrar Yüksek Mahkeme'ye gönderildi.

Tatalu Kimdir ve Neden Hedef Haline Geldi?

38 yaşındaki İranlı şarkıcı ve söz yazarı Amir Hüseyin Maksudlu, Tatalu adıyla İran'ın ilk "underground" hip-hopçularından biri olarak tanınıyor. Farsça ritm ve blues (R&B) tarzının öncülerinden olan sanatçı, 2011'de çıkardığı ilk albümü "Zire Hamkaf"tan başlayarak toplam 21 albüm yayınladı. 2021'de ABD'li Universal Music Group şirketiyle sözleşme imzalayan ilk İranlı sanatçı oldu. Vücudunu ve yüzünü kaplayan dövmeleri ve açık sözlülüğüyle bilinen Tatalu, İranlı gençler arasında geniş bir hayran kitlesine sahip. Kendilerine "Tatality" diyen hayranları özellikle sosyal medyada oldukça aktif. Tatalu, vegan yaşam tarzı ve meditasyona ilgisiyle de biliniyor.

Tatalu'nun ünlendiği 2010-18 arasındaki dönemde rejim, onun müziğine çelişik yaklaşımlar gösterdi. 2015’te İran Ordusu’nun deniz kuvvetlerinin sponsorluğunda çekilen "Nükleer Enerji Hakkımızdır" müzik klibiyle Tatalu'nun gençlik arasındaki popülaritesinden yararlanma yoluna giderken, Tatalu da "rejimle uzlaşarak sistem içinde var olma" arayışı içindeydi. Ancak İslami rejimin Tatalu'nun "underground" tarzına hoşgörüsü uzun sürmedi. 2016’da “ahlak dışı davranışlar, gençliği yoldan çıkarma ve yasa dışı müzik üretimi” suçlamalarıyla gözaltına alındı. Bir süre tecritte tutulduktan sonra serbest bırakıldıysa da rejim, Tatalu'nun artan popülerliğinden rahatsızdı ve “devlete rağmen fenomen” olması hoş karşılanmadı. Tatalu, 2018’de ifade özgürlüğünün görece daha geniş olması, güçlü bir İranlı diasporanın varlığı, hayran kitlesinin önemli bir bölümünün Türkçe konuşması ve Türkiye’nin vize ve oturma izni rejiminin nispi serbestliği gibi avantajlara güvenerek Türkiye'ye yerleşti.

Türkiye'ye Kaçış ve Rejimle Kopan İpler

Tatalu, Türkiye'ye gelirken siyasal iltica talebinde bulunmamıştı. Yaşam tarzı özgürlüğünün nispi genişliği içinde İran rejimi, mollalar ve ahlak polisi hakkında açık eleştiriler yaptı. Kadın hakları, sansür, zorunlu başörtüsü ve ifade özgürlüğü gibi konularda liberal-eleştirel açıklamalar yayınladı. 2022 Mahsa Amini protestoları sırasında rejimi açıkça hedef aldı, gençlere destek verdi ve rejimle ipleri kopardı. Tatalu’nun İran pasaportunun süresi Aralık 2023'te dolunca sanatçı, Türkiye’de yasal olarak ikamet edemez duruma düştü. İstanbul Havalimanı’nda yurt dışına çıkışına izin verilmeyerek gözaltına alındı ve iade süreci başlatıldı.

Türkiye'nin iade kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre ölüm cezası riski taşıyan kişilerin iade edilemeyeceği hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar, Türkiye'nin bu kararını kınayarak, Tatalu'nun hayatının tehlikede olduğunu vurguluyorlar.

Bu üzücü durum, Türkiye ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin ve insan hakları konusundaki hassasiyetlerin sorgulanmasına neden oluyor. Tatalu'nun idam cezası, sadece bir sanatçının değil, aynı zamanda ifade özgürlüğünün ve insan haklarının da ağır bir darbe alması anlamına geliyor. Uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin bu konudaki çabaları, Tatalu'nun hayatını kurtarmak ve benzer durumların yaşanmasını engellemek adına büyük önem taşıyor.