İmamoğlu ve 27 Kişinin Diploma İptali: Gerekçeler Ortaya Çıktı
İstanbul Üniversitesi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dahil 28 kişinin diplomasını iptal etti. Yapılan açıklamada, iptal gerekçeleri arasında
yatay geçiş usulsüzlükleri ve
düşük not ortalamaları öne çıktı.
Yatay Geçiş ve Not Ortalaması Şartları
İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan incelemelerde, diploma iptali kararının temel nedenleri şu şekilde sıralandı:
- Yatay geçiş için gerekli olan 2,40 not ortalaması şartının karşılanmaması,
- Transkriptlerde "FF" notu bulunması,
- Öğrencilerin önceki üniversitelerinin İstanbul Üniversitesi kütük kayıtlarında yer almaması.
Ekrem İmamoğlu’nun
kontenjan dışı kayıt yaptırdığı ve yatay geçiş işlemini Girne Amerikan Üniversitesi yerine Doğu Akdeniz Üniversitesi adıyla gerçekleştirdiği belirlendi.
Diploması İptal Edilen Diğer İsimler
Diploma iptali kararından etkilenen diğer isimler arasında akademi ve iş dünyasından tanınan kişiler de yer alıyor. Örneğin, Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naciye Aylin Ataay Saybaşılı’nın babasının İstanbul Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olması nedeniyle yatay geçiş şartlarını karşılamadığı tespit edildi.
Ayrıca, Mustafa Arıtürk’ün yatay geçiş dönemi dışında başvuru yapması ve İngiltere’deki bir üniversitede bir yarıyıl okuması gibi yönetmelik ihlalleri de diploma iptali gerekçeleri arasında yer aldı.
Düşük Not Ortalamaları ve FF Notları
Diploması iptal edilen kişilerin not ortalamaları da dikkat çekti. Örneğin:
- Melihşah Özcan’ın not ortalaması 1,78,
- Sevgi Toprak’ın not ortalaması 1,89 ve transkriptinde 1 "FF" notu bulunuyor,
- Orhan Kuray’ın not ortalaması 2,00 ve transkriptinde 1 "FF" notu yer alıyor.
İstanbul Üniversitesi, 1987-1993 yılları arasında İşletme Fakültesi’ndeki tüm yatay geçiş işlemlerini detaylı bir şekilde incelemeye devam ediyor. Bu süreçte, benzer usulsüzlüklerin tespit edilmesi durumunda yeni iptal kararlarının gelebileceği belirtiliyor.
Sonuç olarak, İstanbul Üniversitesi’nin aldığı bu karar, hem akademik standartların korunması hem de yatay geçiş süreçlerindeki şeffaflığın sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
