Hatay'da yaşanan ve büyük yıkıma neden olan 6 Şubat depremlerinde 56 kişinin hayatını kaybettiği Nilüfer Apartmanı davasında, firari sanık Süleyman Çağan'ın avukatının yaptığı savunma büyük tepki çekti. Avukat, müvekkilinin binanın inşaat sürecinde yapı denetiminde yardımcı kontrol elemanı olarak görevini mevzuata uygun ve layıkıyla yerine getirdiğini iddia etti. Bu savunma, depremde yakınlarını kaybeden ailelerin büyük öfkesine neden oldu.
Skandal Savunma: Görevini Layıkıyla mı Yaptı?
Firari sanık Süleyman Çağan'ın avukatının bu savunması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi, 56 insanın ölümüne neden olan bir binanın sorumlularının bu kadar rahat bir şekilde savunulmasını kabul edilemez buldu. Avukatın, müvekkilinin görevini layıkıyla yerine getirdiğini iddia etmesi, depremzede ailelerin acısını daha da artırdı.
Peki, bu skandal savunmanın ardında yatan gerçekler neler? Yapı denetimi sürecinde gerçekten bir ihmal yok muydu? Yoksa avukat, müvekkilini kurtarmak için mi böyle bir savunma yapıyor? Tüm bu sorular, davanın ilerleyen süreçlerinde cevaplarını bulacak.
- Yapı Denetiminin Önemi: Deprem bölgelerinde yapı denetiminin ne kadar önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
- Sorumluluk Kimde?: 56 kişinin ölümünde kimlerin sorumluluğu var? Bu sorunun cevabı, davanın en önemli noktası olacak.
- Adalet Yerini Bulacak mı?: Depremzede aileler, adaletin yerini bulmasını ve sorumluların cezalandırılmasını bekliyor.
Deprem Gerçeği ve Yapı Denetimi
Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke. Bu nedenle, yapıların depreme dayanıklı olması hayati önem taşıyor. Yapı denetimi, binaların güvenli bir şekilde inşa edilmesini sağlamak için yapılan bir süreçtir. Ancak, geçmişte yaşanan depremlerde birçok binanın yıkılması, yapı denetimi konusunda ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor.
Nilüfer Apartmanı davası, yapı denetimi konusundaki eksiklikleri ve ihmalleri bir kez daha gündeme getirdi. Bu davanın sonucunda, yapı denetimi sisteminin daha sıkı bir şekilde denetlenmesi ve sorumluların cezalandırılması gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, deprem değil, binalar öldürür. Bu nedenle, güvenli ve sağlam binalar inşa etmek, hepimizin sorumluluğundadır.
Nilüfer Apartmanı davasındaki bu skandal savunma, depremde yakınlarını kaybedenlerin yüreğine bir kez daha kor düşürdü. Adaletin tecelli etmesi ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması, hem depremzede ailelerin acısını bir nebze olsun dindirecek, hem de gelecekte benzer olayların yaşanmasının önüne geçecektir. Bu dava, Türkiye'deki yapı denetimi sisteminin ne kadar önemli olduğunu ve bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.