Ertuğrul Özkök'ten Linet Çıkışı: O İki Yahudi'yi Dinle! Şoke Eden Sözler
Gündem

Ertuğrul Özkök'ten Linet Çıkışı: O İki Yahudi'yi Dinle! Şoke Eden Sözler


29 May 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 11 June 2025

Ertuğrul Özkök, son yazısında Linet'e şarkı söyletmeme kararına sert bir şekilde tepki gösterdi. Özkök, konuya farklı bir bakış açısı getirerek dikkatleri üzerine çekti. Yazısında, "Aslında Linet konusunda bir yazı yazmayı hiç düşünmüyordum" diyen Özkök, daha sonra dikkat çekici ifadeler kullandı.

Özkök'ten Şaşırtan Çıkış

Ertuğrul Özkök, yazısında Linet'e uygulanan yasağı eleştirirken, "Tamam Linet’e şarkı söyletmedin, hiç olmazsa şu iki Yahudi’yi dinle" ifadelerini kullandı. Bu sözleriyle tartışma yaratan Özkök, her Yahudi'nin aynı olmadığını vurgulamak istedi. Özkök'ün bu çıkışı, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı.

Özkök, yazısında ayrıca şu ifadelere yer verdi: "Her gördüğün Yahudi Netanyahu değil, her gördüğün Gazzeli de Sinvar değil." Bu sözleriyle, İsrail-Filistin çatışmasının karmaşıklığına dikkat çeken Özkök, genellemeler yapmanın yanlış olduğunu belirtti. Özkök'ün bu sözleri, bazı kesimler tarafından desteklenirken, bazı kesimler tarafından ise eleştirildi.

Linet'e Destek Mesajları

Linet'e uygulanan yasağın ardından birçok sanatçı ve seveni, sosyal medya üzerinden destek mesajları yayınladı. Linet'in şarkılarının yasaklanması, sanat özgürlüğüne bir müdahale olarak değerlendirildi. Birçok kişi, Linet'in müziğinin evrensel olduğunu ve herhangi bir siyasi görüşe bağlı olmadığını savundu.

Sanat dünyasında yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, sanatçıların düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi gerektiğini savunurken, bazıları ise sanatın toplumsal değerlere uygun olması gerektiğini savundu.

Sonuç

Ertuğrul Özkök'ün Linet'e destek veren ve İsrail-Filistin çatışmasına farklı bir bakış açısı getiren yazısı, Türkiye'de geniş yankı uyandırdı. Özkök'ün sözleri, hem destek hem de eleştiri alırken, sanat özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularındaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Bu olay, Türkiye'deki kültürel ve siyasi iklimin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatın ve sanatçıların özgürce ifade edebilmesi, demokratik bir toplumun olmazsa olmazıdır. Bu tür yasaklar, sanatın gelişimini engelleyebilir ve toplumsal kutuplaşmayı artırabilir.