Barış Süreci Tehlikede mi? Dr. Peköz'den Kritik Uyarı!
Gündem

Barış Süreci Tehlikede mi? Dr. Peköz'den Kritik Uyarı!


28 May 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 03 August 2025

Dr. Mustafa Peköz, barış sürecinin kesintiye uğrama olasılığına dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Toplumun geniş kesimlerinde bu yönde bir kaygının olmasının doğal olduğunu belirten Peköz, geçmiş deneyimlerin ve devletin Kürt sorununa stratejik yaklaşımındaki isteksizliğin bu kaygıyı beslediğini ifade etti. Ancak, uluslararası ve bölgesel gelişmelerin, Kürt sorununu yeniden devletin gündemine taşıdığını ve geçmişten farklı bir arayışın başladığını vurguladı.

Kürt Hareketi'nin Sorumluluğu ve PKK'nın Dönüşümü

Kürt Politik Hareketi'nin, sorunun çözümü için attığı stratejik adımlarla meseleye ne kadar ciddi yaklaştığını ve demokratik siyaset içerisindeki çözüme ne kadar yatkın olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Peköz, PKK'nin yaklaşık 40 yıldır sürdürdüğü silahlı mücadeleyi bitirme kararının, uluslararası ve bölgesel gelişmelerden bağımsız olmadığını söyledi. PKK'nin kurucu lideri Öcalan'ın, Ortadoğu'da oluşan konsept içerisinde Kürt sorununun çözümüne yönelik oluşturduğu çerçevenin, uluslararası denklemin müdahalesi olmadan Türkiye'nin iç dinamikleriyle çözülebileceği perspektifine dayandığını ifade etti. PKK'nin, Öcalan'ın talebi doğrultusunda silahları bırakma ve örgütsel varlığını sonlandırma kararı almasının, başta Kürtler olmak üzere Türkiye'deki tüm toplumsal dinamiklerin yeniden konumlanmasını sağlayacak stratejik bir adım olduğunu vurguladı.

Devletin Atması Gereken Adımlar

Dr. Peköz, PKK'nin kendi sorumluluklarını yerine getirmesiyle birlikte, devletin atması gereken adımları üç aşamada sıraladı:

  • Birinci aşama: Doğrudan iktidarın yetkisinde olan ve hukuki düzenleme gerektirmeyen adımlar (hasta tutukluların serbest bırakılması, infaz süresi dolanların tahliyesi, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması, kayyumların görevden alınması, Kobani davasıyla ilgili adım atılması).
  • İkinci aşama: Parlamentoda yasa değişiklikleri yapılması ve çözüm komisyonu kurulması (TCK 314 ve 220'de değişiklik, Terörle Mücadele Kanunu'nda düzenlemeler, Ceza İnfaz Kanunu'nda reformlar).
  • Üçüncü aşama: Güçlü, demokratik ve sivil bir anayasa hazırlanması süreci.

Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi için hem PKK hem de devletin karşılıklı adımlar atması gerektiğini belirten Peköz, devletin geçmişten farklı olarak önce silahların bırakılması şartını ileri sürdüğünü, Öcalan'ın ise Kürt sorununun demokratik çözümü için bu şartı kabul ederek sürecin ilerleyebilmesini sağladığını ifade etti. Devletin ciddiyetini göstermesi gerektiğini ve "Söylerim ama yapmam" tutumunun devlete olan güveni zedeleyeceğini vurguladı.

AKP Süreci Üstlenmeli mi? Erken Seçim İhtimali

Dr. Peköz, sorunun parlamentoya taşınması için tarafların benimsediği komisyon önerisinin DEM Parti, MHP ve CHP tarafından kabul edildiğini, ancak AKP'nin henüz bir açıklama yapmamasının dikkat çekici olduğunu belirtti. AKP'nin erken seçime gitme olasılığını göz önünde bulundurarak Kürt sorununun çözümünü geciktirmek ve süreci zamana yaymak istediği iddialarını değerlendirdi. İktidarın Kürt sorununun çözümünü olası bir erken genel seçim sonrasına bırakmak istemesinin nedenlerini sıraladı: Seçim sürecinde Öcalan ve DEM Parti ile politik pazarlık yapmak, Türk toplumuna Öcalan ile pazarlık yapılmadığı mesajını vermek.

Sonuç olarak, Dr. Mustafa Peköz, devletin Kürt sorununun çözümüne dair somut adımlar atmasının, küresel güçlerin müdahalesi olmadan çözüme ulaşmasının, Türkiye'nin bölgesel çıkarlarıyla uyumlu olduğunu vurguladı. Mevcut gelişmelerin psikolojik etkisi altında kalınarak çözümsüzlük politikasının devam ettirilmesinin, önümüzdeki yıllarda Ankara'nın çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalmasına neden olabileceğini ifade etti. Kürt tarafının önerisinin, demokratik bir toplum sistemi içinde Kürtlerin ve diğer toplumsal kesimlerin haklarının anayasal güvence altına alınmasını içerdiğini, bunun gerçekleşmesi halinde bölünme değil, bütünleşmenin ön plana çıkacağını ve bölgesel güç olmanın avantajlarının elde edileceğini belirtti. Sürecin başarısız olmasının AKP'nin iktidarını kaybetmesine neden olabileceği uyarısında bulundu.