Hükümetin 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesi, aile kurumunun günümüzdeki durumuna dikkat çekmek amacıyla atılmış önemli bir adım. Ancak bu karar, akıllara "Aile kurumu gerçekten de zayıflıyor mu?" sorusunu getiriyor. Hem ülkemizde hem de dünyada aile yapısını hedef alan çeşitli faktörlerin varlığı, bu endişeyi daha da artırıyor. Peki, bu kararın arkasındaki nedenler neler ve 2025 Aile Yılı'nda neler hedefleniyor?

Aile Yılı İlanının Ardındaki Nedenler

Birleşmiş Milletler'in 15 Mayıs'ı "Uluslararası Aile Günü" olarak kabul etmesi ve bu günün yer aldığı haftayı "Aile Haftası" ilan etmesi, ailenin toplumdaki önemine vurgu yapma amacını taşıyor. Bu kararın temelinde, toplumun her kesiminde aile bilincini artırmak, ailelerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olmak ve ailelere yönelik her türlü korumayı sağlamak yatıyor. Ülkemizde de aile kurumunun karşı karşıya olduğu sorunlar göz önüne alındığında, 2025'in "Aile Yılı" olarak ilan edilmesi kaçınılmaz bir hale geldi.

2025 Aile Yılı boyunca "Ailemiz Geleceğimiz" sloganıyla çeşitli etkinlikler düzenlenerek aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapılacak. Bu kapsamda aile yapısını koruma, evlilikleri teşvik etme, boşanmaların önüne geçme, doğum oranlarını artırma ve aile kurumuna yönelik toplumsal değerleri yeniden canlandırma hedefleniyor.

Beklentiler ve Eleştiriler

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın "aileyili.gov.tr" adresinde yayınlanan etkinliklerin, aile kurumunu güçlendirme, evlilikleri artırma ve boşanmaları önleme konusunda ne kadar etkili olacağı ise tartışma konusu. Birçok uzman, sorunun temel nedenlerine inilmeden yapılan yüzeysel çalışmaların beklenen sonuçları vermeyeceğini savunuyor. Peki, bu temel nedenler neler?

• İslami Değerlerden Uzaklaşma: Müslüman bir toplumda aile, sadece sosyal bir kurum olmanın ötesinde, inancın, ahlakın ve milli kimliğin taşıyıcısıdır. Evliliklerin İslami usullere göre yapılmaması ve boşanmaların kolaylaştırılması, aile kurumunu zayıflatan en önemli faktörlerden biridir.
• 6284 Sayılı Kanun: "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun"un aileyi koruyamadığı ve hatta bazı durumlarda aile yapısını bozduğu yönünde eleştiriler bulunmaktadır. Bu kanunda acil düzenlemeler yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.
• Ekonomik Zorluklar: Hayat pahalılığı, işsizlik ve abartılı düğün masrafları gibi ekonomik faktörler, evlilikleri zorlaştırmakta ve boşanmaları tetiklemektedir.

Evliliklerin teşvik edilmesi için, öncelikle evliliğin önündeki engellerin kaldırılması ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi gerekmektedir. Bunun için de:

• Evlilikler İslami usullere göre yapılmalı ve boşanmalar zorlaştırılmalıdır.
• 6284 Sayılı Kanun'da acil düzenlemeler yapılmalıdır.
• Ekonomik zorluklar azaltılmalı ve işsizlik sorununa çözüm bulunmalıdır.

Sonuç

2025 Aile Yılı, aile kurumunun güçlendirilmesi için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak bu fırsatın değerlendirilebilmesi için, sorunun temel nedenlerine inilmesi ve kalıcı çözümler üretilmesi gerekiyor. Aile, toplumun temel taşıdır ve ailenin korunması, milletin geleceğinin teminatıdır. Unutmayalım ki, evimizdeki huzur, vatanımızın teminatıdır. Aile ne kadar sağlam durursa, millet o kadar sarsılmaz olur.