
160 Yıllık Kapı: Samsun'da Değeri Biçilemeyen Tarihi Eser!
Samsun'da 60 yıldır demircilik yapan İbrahim Germi'nin elinde, görenleri hayrete düşüren bir tarihi eser bulunuyor: 160 yıllık "Meryem Ana" işlemeli hanedan modeli bir demir kapı. Tescilli bir tarihi eser olan bu kapı, Ermeni ustalar tarafından birbirine geçme yöntemiyle, yani kaynak kullanılmadan yapılmış. Kapının değeri o kadar yüksek ki, İbrahim Germi'ye sıfır bir otomobil fiyatı teklif edilmesine rağmen kapıyı satmamış.
Kapının Hikayesi ve Özellikleri
Demirci İbrahim Germi, bu eşsiz tarihi eseri dedesinden miras almış. Kapının 160 yıllık geçmişi ve benzersiz işçiliği, onu adeta paha biçilemez kılıyor. Kapının üzerinde yer alan "Meryem Ana" işlemeleri ve hanedan modeli, o dönemin sanat anlayışını ve zarafetini gözler önüne seriyor. Kaynak kullanılmadan, tamamen el işçiliğiyle yapılmış olması, kapının değerini daha da artırıyor.
İbrahim Germi, kapıyı dükkanında büyük bir özenle muhafaza ediyor. Birçok kişinin kapıyı satın almak için girişimde bulunduğunu ancak kendisinin kapıyı satmaya niyetinin olmadığını belirtiyor. Germi, "Bu kapı, sadece bir demir parçası değil, aynı zamanda dedemden kalan bir miras ve tarihimizin bir parçası" diyor.
Kapıya Talip Olanlar ve Teklifler
160 yıllık tarihi kapıya sahip olmak isteyen birçok kişi, İbrahim Germi'ye çeşitli tekliflerde bulunmuş. Ancak Germi, kapının değerinin paha biçilemez olduğunu ve bu nedenle hiçbir teklifi kabul etmediğini söylüyor. Hatta bir alıcının sıfır bir otomobil teklif ettiği, ancak Germi'nin bu teklifi de reddettiği belirtiliyor. Germi, "Bu kapıyı alabilecek bir para, şu anda literatürde yok" diyerek kapının değerini vurguluyor.
Bu kapı, sadece bir demir kapı olmanın ötesinde, bir sanat eseri ve tarihi bir belge niteliği taşıyor. Sahip olduğu değer ve benzersiz işçiliğiyle, geleceğe taşınması gereken önemli bir kültürel mirasımızdır. Bu tür eserlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmak adına büyük önem taşıyor.
Samsun'da bulunan bu 160 yıllık kapı, tarihin ve sanatın birleştiği nadide bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. İbrahim Germi'nin bu mirasa sahip çıkması ve onu koruma çabası takdire şayan. Umuyoruz ki, bu tür tarihi eserler daha fazla değer görür ve gelecek nesillere aktarılabilir.