Türkiye'de Sığınak Gerçeği: Depo mu, Güvenli Alan mı?
Gündem

Türkiye'de Sığınak Gerçeği: Depo mu, Güvenli Alan mı?


17 June 20255 dk okuma13 görüntülenmeSon güncelleme: 11 July 2025

Türkiye'de sığınakların durumu alarm veriyor! Uzmanlar, savaş ve afet gibi durumlarda hayati öneme sahip sığınakların çoğunun teknik koşulları karşılamadığını ve farklı amaçlarla kullanıldığını belirtiyor. Yasal zorunluluğa rağmen, uygulamada bu kuralların büyük ölçüde göz ardı edildiği ortaya çıktı.

Türkiye'deki Sığınak Gerçeği: Yasal Zorunluluk, Uygulama Yok

Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, İmar Kanunu ve Sığınak Yönetmeliği, 1500 m²'yi aşan ve 12'den fazla bağımsız bölümü olan yapılarda sığınak inşasını zorunlu kılıyor. Ancak, birçok projede sığınak alanları ruhsatta yer almasına rağmen, uygulamada farklı amaçlarla kullanılıyor. Bu durum, olası bir savaş veya doğal afet durumunda büyük bir güvenlik açığı oluşturuyor.

  • Sığınakların çoğu depo, otopark veya kapıcı dairesine dönüştürülmüş durumda.
  • Mevzuata uygun sığınakların sayısı oldukça az.
  • Olası bir savaş veya afette halkın sığınabileceği güvenli alanlar neredeyse yok.

İnşaat Yüksek Mühendisi Ertan Karacadağ, sığınakların sahip olması gereken teknik özelliklerin sağlanmadığını vurgulayarak, "Bu alanlar çoğu zaman sıradan bodrumlar gibi projelendirilip sığınak olarak gösteriliyor" diyor. Gerçek bir sığınağın aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekiyor:

  • Bina altında veya çevresinde konumlandırılmalı.
  • Su baskını riski olmayan yerde yapılmalı.
  • Yapıdan hızlı ve kolay erişilebilir olmalı.
  • En az 30 cm kalınlığında betonarme duvarlar bulunmalı.
  • Gaz ve basınca dayanıklı kapılar kullanılmalı.
  • Doğal veya mekanik havalandırma sistemi olmalı.
  • Kimyasal, biyolojik ve nükleer saldırıya karşı yalıtım yapılmalı.
  • Temiz su, elektrik, tuvalet, acil aydınlatma donanımları olmalı.
  • Zemin yalıtımlı ve yangına dayanıklı malzeme kullanılmalı.

Sığınaklar Depoya Dönüştü: Vatandaşlar Endişeli

Emlak Danışmanı Selin Yılmazer, "Piyasada sığınak olarak ayrılan alanların zamanla ya kiralık daire ya da kapıcı dairesine dönüştürüldüğünü sıkça görüyoruz. Bu alanlar tapuya bile işlenmiş. Eğer mevzuat sıkılaşırsa hem müteahhit hem malik için ciddi sorunlar doğabilir" şeklinde konuştu.

Apartman yöneticisi Hüseyin Kayacı ise, "Bizim apartmanda sığınak olarak ayrılan alan kapıcı dairesi yapılmıştı. Geriye dönük bir uygulama olursa ciddi problemler yaşanır" diyerek endişelerini dile getirdi.

Gelecek Nesiller İçin Güvenli Sığınaklar İnşa Edilmeli

Şehir Plancısı Ceyda Şubaşı, Türkiye'de savaş tecrübesi yaşanmamış olması nedeniyle sığınak kültürünün gelişmediğine dikkat çekiyor. "Kent planlaması yalnızca bugünü değil, olası afet ve savaş senaryolarını da hesaba katmalı. Ancak sığınak hâlâ sadece bodrum katı gibi görülüyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de gerçek anlamda sığınak sayısının çok düşük olduğu ve halkın olası bir savaşta sığınabileceği güvenli alanların neredeyse hiç bulunmadığı gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Mevzuata uygun, tam korumalı sığınakların inşası ve mevcutların yeniden düzenlenmesi, gelecek nesillerin güvenliği için hayati önem taşıyor. Unutmayalım ki, güvenli bir gelecek, güvenli sığınaklarla başlar.