Eski ABD Başkanı Donald Trump ile Associated Press (AP) arasındaki gerilim tırmanıyor. Federal temyiz mahkemesi, AP'nin Beyaz Saray'daki başkanlık faaliyetlerine erişimini geçici olarak durdurdu. Bu kararın ardında yatan sebepler ve olası sonuçları merak konusu.

"Amerika Körfezi" Tartışması ve Yasak Kararı

Olayın fitili, Trump'ın "Meksika Körfezi" ismini "Amerika Körfezi" olarak değiştirme talebine AP'nin uymamasıyla ateşlendi. Bu durumun ardından Beyaz Saray, AP muhabirlerinin basın toplantılarına girişini engelledi. AP ise, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Trump yönetimine dava açtı.

Columbia Bölgesi Temyiz Mahkemesi'nin 2'ye 1 oyla aldığı karar, AP gazetecilerine erişim hakkı verilmesini zorunlu kılan bir önceki mahkeme kararını geçici olarak durdurdu. Kararda, Beyaz Saray'ın etkinliklere hangi gazetecilerin kabul edileceğine karar verme yetkisini elinde tuttuğu belirtildi.

Trump, mahkeme kararının ardından Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, "Bugün AP'ye karşı büyük bir zafer. Amerika Körfezi ile ilgili gerçekleri ya da doğruyu ifade etmeyi reddettiler. Yalan haber." ifadelerini kullandı.

AP'den Yanıt Gecikmedi

AP sözcüsü ise karardan duydukları hayal kırıklığını dile getirerek, seçenekleri değerlendirdiklerini açıkladı. Dava dilekçesinde, "ABD'deki basın ve tüm halk, kendi kelimelerini seçme ve hükümet tarafından misilleme görmeme hakkına sahiptir." ifadesi yer aldı.

• Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susan Wiles
• Özel Kalem Müdür Yardımcısı Taylor Budowich
• Basın Sözcüsü Karoline Leavitt

AP, Başkanlık etkinliklerine erişimlerinin engellenmesi kaynaklı olarak ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Trump yönetiminin 3 yetkilisine dava açmıştı.

ABD'de federal yargıç, 9 Nisan'da AP'nin başkanlık faaliyetlerine tam kapsamlı erişimi için Beyaz Saray'a talimat göndermişti.

Olayın Etkileri ve Basın Özgürlüğü Vurgusu

Bu olay, ABD'de basın özgürlüğü ve hükümetin medya üzerindeki etkisi konularında yeniden tartışmaları alevlendirdi. Birçok kişi, Trump yönetiminin AP'ye yönelik bu tutumunun, basını susturma ve kendi istediği şekilde haber yapılmasını sağlama amacını taşıdığını savunuyor.

Olayın, ABD'deki basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirmesi ve gelecekteki benzer olaylar için emsal teşkil etmesi bekleniyor. AP'nin bu karara karşı nasıl bir strateji izleyeceği ve davanın nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor. Bu durum, basın özgürlüğünün korunması ve hükümetin medya üzerindeki etkisinin sınırlandırılması konularında önemli bir dönüm noktası olabilir.