
Tahran'dan Gözyaşlarıyla Veda: 'Evin Son Fotoğrafı' Akımı!
İsrail'in 13 Haziran'da başlattığı hava saldırıları sonrası Tahran'da birçok İranlı şehri terk etme kararı aldı. Sosyal medyada yayılan 'Evin son fotoğrafı' akımı, vedaların ne denli zor olduğunu gözler önüne seriyor. Kullanıcılar, evlerinden ayrılmadan önce çektikleri fotoğrafları paylaşıyor.
Hüzünlü Veda Paylaşımları
Kullanıcıların paylaşımları yürekleri dağlıyor. Bir kullanıcı, "Sevdiklerimden kalan hatıraları ve temel ihtiyaçları topladım, çiçeklerimi suladım ve yola çıktım. Eğer bir daha dönüp dönemeyeceğini bilmeden evden ayrılıyorsan… Bu dayanılmaz derecede zor," diye yazdı. Başka bir kullanıcı ise, "Evim hiç bu kadar hüzünlü olmamıştı. Geri dönüp dönemeyeceğimi bilmiyorum," ifadelerini kullandı.
Bir diğer paylaşımda, bir kullanıcı çalışma masasının fotoğrafını, "Uğruna uykusuz kaldığım, saçlarımı ağartan şeylere veda ettim. Umuyorum ki döndüğümde hala yerlerinde olurlar," sözleriyle paylaştı. 10 milyonluk Tahran'da yaşayan bir başka kişi ise, başkente üniversite ve iş hayalleriyle geldiğini belirterek, "Evdeki her şeyi sevgiyle ve emekle aldım, yerleştirdim. Sessizce veda ettim. Bir gün tekrar bu güzel, güvenli yuvama dönebilmeyi diliyorum," dedi.
Çaresizlik İçinde Kalanlar
İsrail'in 'Tahran 3’üncü bölge' için yaptığı tahliye çağrısından önce yola çıkanlar olsa da, herkes şehri terk edebilmiş değil. Yaşlılar, çocuklar, sağlık sorunları olanlar veya maddi imkansızlıklar nedeniyle şehirde kalanlar bulunuyor. BBC'ye konuşan hamile bir kadın, küçük bir çocuğu olduğunu belirterek, "Bu trafikte nasıl hayatta kalabilirim? Her şeyim burada kurulu… Nereye gidebilirim ki?" diye soruyor. Bir başka kadın ise Şiraz’daki ailesine 800 kilometre tek başına gitmeye çekindiğini anlatıyor: "Aracım var ama Tahran’dan ayrılmakta en büyük korkum, mesafenin uzunluğu, yakıt kıtlığı ve arabada çıkabilecek arızalar."
İki çocuk annesi 40 yaşındaki bir kadın ise, "Ben hiçbir yere gitmiyorum. Açık konuşayım artık o kadar yorgunum ki gidip sonra döndüğümde her şeyin yıkıldığını görmek istemiyorum. Eğer her şey mahvolacaksa çocuklarımla birlikte evimizle gitmeyi tercih ederim. Çünkü yeniden başlama gücüm kalmadı," şeklinde konuştu.
Yurt Dışındaki İranlıların Kaygısı
Yurt dışındaki İranlılar da aynı duyguları paylaşıyor. Kesintili internet bağlantıları nedeniyle sevdiklerinden haber alamayan birçok kişi büyük kaygı içinde. Bir Instagram kullanıcısı, "Göçün en zor yanı hasretti sanıyorduk. Ama şimdi savaşla birlikte, uzakta olmanın gerçek kaygısının ne demek olduğunu öğrendik," dedi. Bazı kullanıcılar, ailelerinin tüm ısrarlara rağmen şehirden ayrılmayı reddettiğini söylüyor. Bu mesajlara yanıt veren bir başkent sakini ise, "Bazı insanların parası yok, bazılarının gidecek yeri… Bize sadece ‘Gidin’ demeyin," şeklinde karşılık veriyor.
İsrail'in Saldırıları ve Sonrası
İsrail, 13 Haziran sabahı saat 03:00 sularında İran’ın başkenti Tahran dahil birçok kente hava harekatı düzenledi. Saldırılar sonrası sivillerin kaçışı hızlandı ve sosyal medya üzerinden bireysel hikayeler duyulmaya başlandı. Bu saldırılar, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, insanların hayatlarını derinden etkiliyor. Savaşın acımasız yüzü, Tahran'dan yükselen feryatlarla bir kez daha kendini gösteriyor.
Tahran'dan yükselen bu hüzünlü veda sesleri, savaşın sadece fiziksel yıkımla kalmadığını, aynı zamanda insanların ruhlarında derin yaralar açtığını gösteriyor. Evlerini terk etmek zorunda kalanların yaşadığı çaresizlik, belirsizlik ve kaygı, savaşın en acı sonuçlarından biri olarak hafızalara kazınıyor. Umutla değil, yorgunlukla ve çaresizlikle evlerini terk edenlerin hikayeleri, savaşın insanlık üzerindeki yıkıcı etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.