Siirt'in Kurtalan ilçesine bağlı Çalıdüzü köyünde buğday hasadı başladı ancak çiftçiler büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Zamansız yağışlar ve iklim dengesizlikleri, dönüm başına alınan ürün miktarında ciddi bir düşüşe neden oldu. Çiftçiler, geçen yıla göre büyük oranda verim kaybı yaşadıklarını belirtiyor.

İklim Değişikliği ve Yağışların Etkisi

Çiftçiler, bu yılki hasat döneminde karşılaştıkları sorunların temel nedenini iklim değişikliğine bağlıyor. Özellikle hasat dönemine yakın zamanlarda yaşanan yoğun yağışlar, buğday başaklarının olgunlaşmasını engelledi ve verimi olumsuz etkiledi. Ayrıca, sıcaklık dalgalanmaları da bitkilerin gelişimini sekteye uğrattı.

Bu durum, sadece Siirt'teki çiftçileri değil, genel olarak tarım sektörünü tehdit ediyor. İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek ve tarımsal üretimi sürdürülebilir kılmak için acil önlemler alınması gerekiyor.

• Sulama sistemlerinin iyileştirilmesi
• Kuraklığa dayanıklı tohumların kullanılması
• Toprak analizlerinin düzenli yapılması
• Çiftçilere yönelik eğitim programlarının artırılması

Çiftçinin Beklentileri ve Talepleri

Verim düşüklüğü nedeniyle gelir kaybı yaşayan çiftçiler, devletten destek bekliyor. Özellikle mazot, gübre ve tohum gibi temel girdilerde sürekli artan fiyatlar, çiftçileri zor durumda bırakıyor. Çiftçiler, bu konuda devletin daha fazla destek sağlamasını ve tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesini talep ediyor.

Ayrıca, çiftçiler ürünlerini değerinde satabilmek için de destek bekliyor. Ürünlerin pazarlanması ve depolanması konusunda yaşanan sorunlar, çiftçilerin gelirini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, çiftçiler kooperatiflerin güçlendirilmesi ve ürünlerin doğrudan tüketiciye ulaştırılmasını sağlayacak mekanizmaların oluşturulmasını istiyor.

Siirt'teki buğday hasadında yaşanan verim düşüklüğü, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Çiftçilerin yaşadığı bu zorlu süreç, tarım politikalarının yeniden değerlendirilmesi ve çiftçilere yönelik desteklerin artırılması gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik tehlikeye girebilir ve gıda güvenliği riske atılabilir.