
Diyanet'te Skandal! Kimsenin Görmemesi Gerekenler Ortaya Çıktı
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda patlak veren ve Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) bünyesinde yaşanan usulsüzlük iddiaları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle "Eskort Skandalı" olarak bilinen olayda, dernek gelirlerinden elde edilen yüz binlerce avronun kayıt dışı harcandığı yönündeki iddialar, kurum içinde derin bir soruşturma başlatılmasına neden oldu. Ancak, soruşturma sürecinde yaşanan bazı gelişmeler, skandalın üzerinin örtülmeye çalışıldığı şüphelerini de beraberinde getirdi.
ATİB'de Neler Oluyor? Usulsüzlük İddiaları Artıyor
İddialara göre, ATİB gelirlerinin önemli bir bölümü, eğlence mekanları ve eskort hizmetleri gibi faaliyetlerde kullanıldı. Bu harcamaların denetimden kaçırılmak amacıyla "imamların oturum izni giderleri" gibi farklı kalemler altında sisteme kaydedildiği öne sürülüyor. Bu durum, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurtdışı teşkilatlarındaki denetim mekanizmalarının ne kadar yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.
Skandalın ortaya çıkmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı, hızlı bir şekilde harekete geçerek skandalla bağlantılı olduğu tespit edilen beş üst düzey görevliyi görevden aldı. Görevden alınanlar arasında Din Hizmetleri Müşaviri F.M.K., Ataşe V.H.E., M.Ş., A.T. ve personel M.D. bulunuyor. Görevden alınan isimlerden birinin eski bir bakanın akrabası olduğu iddiası ise olayın siyasi boyutunu da gözler önüne seriyor.
Şok İddia: Soruşturma Neden Kapatıldı?
BirGün gazetesinin haberine göre, soruşturmaya dahil edilen bir personelin dosyası, "başka isimlere uzanacağı" endişesiyle ana soruşturmadan ayrılarak kısa sürede kapatıldı. Bu durum, skandalın üzerinin örtülmeye çalışıldığı yönündeki şüpheleri daha da artırıyor.
Diyanet kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma ilerlerken Diyanet'te görev yapan E. isimli bir kadın personelin adı da dosyaya girdi. E.'nin, soruşturma dosyasında yer alan bazı isimlerle uzun telefon görüşmeleri yaptığı HTS kayıtlarıyla ortaya konuldu. E., kuruma başvurarak hakkındaki iddialarla ilgili "müstakil soruşturma" talep etti. Diyanet kaynaklarının iddiasına göre, özel bir müfettiş tarafından incelen dosya, kısa sürede kapatıldı. Dosyanın, "Başka isimlere uzanma" endişesiyle ana dosyadan ayrıldığı ve kapatıldığı belirtildi.
Denetim Yerine Turistik Gezi Mi?
İddialar bununla da sınırlı değil. Dönemin bazı ATİB yöneticilerinin, denetime gelen müfettişlere turistik gezi planları hazırladığı, böylece denetim sürecinin asıl amacından saparak turistik ziyaretlere dönüştüğü de öne sürülüyor. Bu durum, denetim mekanizmalarının ne kadar işlevsiz hale geldiğini ve usulsüzlüklerin nasıl kolayca örtbas edilebildiğini gösteriyor.
Skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte Avusturya'daki resmi makamların da harekete geçtiği ve Türkiye'den gönderilen din görevlilerinin sıkı takibe alındığı belirtiliyor. Bu durum, olayın uluslararası bir boyut kazandığını ve Türkiye'nin itibarını zedeleyebileceğini gösteriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda yaşanan bu skandal, kurumun imajını ciddi şekilde zedelemiş durumda. Usulsüzlük iddialarının yanı sıra, soruşturma sürecinde yaşanan şüpheli gelişmeler, kamuoyunda büyük bir güvensizlik yaratmış durumda. Skandalın tüm boyutlarıyla aydınlatılması ve sorumluların hesap vermesi, Diyanet'in itibarını yeniden kazanması için hayati önem taşıyor.