Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, PKK'nın Türkiye topraklarındaki güçlerini geri çekme kararını memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Bu açıklama, örgütün kendini fesih ve silahsızlanma süreci kapsamında atılan adımların bir sonucu olarak değerlendiriliyor. BM, tüm taraflara sürecin barış ve istikrar yönünde ilerlemesi temennisinde bulunarak, iyi niyetle hareket etme çağrısında bulundu.

BM'nin Açıklaması Ne Anlama Geliyor?

BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stéphane Dujarric, yaptığı açıklamada, Guterres'in PKK'nin güçlerini Türkiye'den Irak'a çektiğine ilişkin açıklamadan haberdar olduğunu belirtti. Dujarric, Genel Sekreter'in tüm taraflara sürecin barış ve istikrar yönünde ilerlemesini temenni ettiğini ve tüm tarafları süreci iyi niyetle uygulamaya teşvik ettiğini vurguladı. Bu açıklama, uluslararası toplumun Türkiye'deki barış sürecine verdiği desteğin bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

PKK'nın Geri Çekilme Kararı Nasıl Alındı?

PKK'nın geri çekilme kararı, Kürt Özgürlük Hareketi tarafından 26 Ekim'de duyurulmuştu. Hareket, bu kararın Abdullah Öcalan'ın onayı ile alındığını ve Türkiye sınırları içindeki tüm güçlerini geri çekmeye başladığını açıklamıştı. Bu adım, Öcalan'ın 27 Şubat'ta İmralı'da açıkladığı "Demokratik Toplum ve Barış Çağrısı" kapsamında atılmıştı. Karar, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırları içinde bulunan Şikefta Caseneyê (Casene Mağarası) bölgesinde yapılan açıklama ile kamuoyuna duyurulmuştu.

Geri Çekilme Süreci Nasıl İşleyecek?

PKK'nın geri çekilme süreci, 12. Kongre kararlarına bağlı olarak yürütülüyor. Hareket, bu kararların hayata geçebilmesi için gerekli hukuki ve siyasi adımların gecikmeden atılması gerektiğini vurguluyor. Geri çekilme sürecini yakından takip eden uzmanlar, bu adımın Türkiye'deki barış ve çözüm sürecine olumlu katkı sağlayabileceğini belirtiyor. Geri çekilen gruplar arasında HPG (Hêzên Parastina Gel) ve YJA-Star (Yekîneyên Jinên Azad-Star) gerillaları da bulunuyor.

Bu gelişmeler ışığında, PKK'nın Türkiye'den çekilme kararının bölgedeki barış ve istikrar için önemli bir fırsat sunduğu açıkça görülüyor. BM'nin bu kararı memnuniyetle karşılaması, uluslararası toplumun da sürece destek verdiğinin bir göstergesi. Ancak, sürecin başarıya ulaşması için tüm tarafların iyi niyetle hareket etmesi ve gerekli adımları atması büyük önem taşıyor.