Türkiye’nin doğum izni karnesi: OECD’nin gerisindeyiz
Türkiye’de doğurganlık hızının düşmesiyle birlikte doğum izni süreleri ve ücretleri yeniden gündemde. Ülkemiz, OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında en kısa ücretli doğum izni sürelerine sahip ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Şu anki düzenlemeye göre, kadın işçiler doğum öncesi ve sonrası toplam 16 hafta izin kullanabiliyor. Ancak bu süre birçok Avrupa ülkesinde 1 yılı aşkın bir süreyi kapsıyor.
Doğum izninde gelir kaybı nasıl etkiliyor?
Doğum izni sırasında kadın işçilerin gelirinde ciddi bir düşüş yaşanıyor. Örneğin, asgari ücretle çalışan bir kadın işçi, doğum izninde aylık 5.923 TL kayıp yaşıyor. SGK tarafından ödenen iş göremezlik ödeneği, normal maaşın yalnızca üçte ikisini kapsıyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli aileler için ciddi bir ekonomik yük oluşturuyor.
- OECD’de ortalama ücretli doğum izni: 18,4 hafta
- Avrupa Birliği’nde ortalama: 21,5 hafta
- Türkiye’deki süre: 16 hafta
Doğum izni reformu ne vaat ediyor?
Hükümet, nüfus artışını teşvik etmek amacıyla doğum yardımlarını artırmanın yanı sıra doğum izni sürelerini uzatmayı planlıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, işçi ve memur kadınlar arasındaki izin eşitsizliğini giderecek düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Ayrıca, Nüfus Politikaları Kurulu tarafından yapılacak çalışmaların ardından yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi bekleniyor.
Öte yandan, yalnızca izin süresinin uzatılması yeterli olmayacak. Doğum izninde ödenen ücretlerin artırılması da kadınların iş hayatına dönüşünü kolaylaştıracak önemli bir adım olarak görülüyor. Şu anki sistemde, birçok kadın düşük ücret nedeniyle doğum sonrası işe geri dönmekte zorlanıyor.
Türkiye’de doğurganlık hızının 1,51’e düşmesi, gelecekte nüfusun azalacağına işaret ediyor. Bu nedenle, doğum izni politikalarının gözden geçirilmesi ve kadınların iş-yaşam dengesini destekleyecek reformların hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.
