Telefon Bağımlısı Gençten Şok İtiraf: 3 Yıl Duş Almadım!
Finans

Telefon Bağımlısı Gençten Şok İtiraf: 3 Yıl Duş Almadım!


20 October 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 20 October 2025

Hatay'da yaşayan 23 yaşındaki Barış Özbay'ın telefon bağımlılığı, deprem sonrası yaşadığı travma ile daha da arttı. 3 yıldır evden çıkmayan ve kişisel bakımını ihmal eden Özbay, ailelere çocuklarını bu konuda uyarmaları çağrısında bulundu. İşte detaylar…

Deprem Sonrası Hayata Tutunma Çabası

Kahramanmaraş merkezli depremlerde evini kaybeden 50 yaşındaki Semra Özbay ve 23 yaşındaki oğlu Barış Özbay, depremin ardından Defne ilçesinde hayata tutunmaya çalışıyorlar. Depremde hem evlerini hem de yakınlarını kaybeden aile, üç yıldır zorlu bir süreçle mücadele ediyor. Barış Özbay, depremin ardından yaşama hevesini kaybederek, okuduğu üniversiteyi yarıda bıraktı ve sürekli bilgisayar ve cep telefonuyla oynamaya başladı. Sanal dünyaya bağımlı hale gelen Özbay'ın hikayesi, Türkiye'nin dikkatini çekti.

Valilik Harekete Geçti

Hatay Valisi Mustafa Masatlı'nın talimatıyla harekete geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri, Barış'ın yeni hayatına başlamasına yönelik ilk adımı attı. Uzun bir aranın ardından duş alan, tıraş olan ve kişisel bakımları yapılan Barış'ın yaşadığı ev de temizlenerek boyandı. Sağlık kontrolleri yapılan Barış, günde 24 saat dahi telefonla oynayabileceğini belirterek gelecek nesillerin kendisi gibi telefon bağımlısı olmaması için ailelere tavsiyede bulundu.

"24 Saat Telefonla Oynayabilirim"

Tüm gün yapacak bir şey yoksa 24 saat durmadan telefonla oynayabildiğini söyleyen Barış Özbay, şu ifadeleri kullandı:

"Sabah uyanıyorum, yemeğimi yiyorum, tuvalete gidiyorum ve sonra gelip oturuyorum. Bunları yapmam hızlı sürmüyor, yapana kadar 1 saat geçiyor. Uykum varsa uyuyorum. Telefonla oynuyorum. Ben de internet olmadığı için annem olmayınca ve telefonda da bir şeyler yoksa duvarları veya televizyonu izliyorum. Zamanın geçmesini bekliyorum. Akşam olduğunda annem geldiğinde geç saatlere kadar telefonla oynamaya başlıyorum. İnternet varsa sabaha kadar oturuyorum ve oynuyorum. Bu şekilde daha güzel oluyor. Ne kadar geç yatarsam o günü yaşamamış olurum. Bazen internet olmayınca oyun indirip akşama kadar oynuyorum."

Özbay, sözlerine şöyle devam etti:

"Yapacak bir şey olmadığı için durmadan oynuyorum ama hayvan gibi de bağımlı değilim. Yalnız olduğumda zaman geçsin diye telefonu elime alıyorum. Telefonda yapacak bir şey yoksa uyuyorum, duvarları, televizyon veya dışarıyı izliyorum. Sadece boş olduğumda telefonu elime alıyorum. Tüm gün boşsam 24 saat telefonla oynayabilirim. Telefonda şahsen güzel oyunlar yok. Hikayeli oyunları oynuyorum. Arkadaşımın bilgisayarı var, bilgisayarda tek kişilik oyunlar oynuyorum. Çevrimiçi oyunları sevmem, sosyallik hiç benlik değil. İnsanlarla uğraşmayı sevmiyorum. Oyunlarla uğraşmayı sevmediğim için hileli oyunlar oynuyorum. Benim sevdiğim şey, insanların hayatlarını görmek. Benim hayatım yok diye seviyorum sanırım. Oyunlarda da oyuna odaklanmıyorum daha çok oyunun hikayelerine bakıyorum. Bu şekilde daha çok hoşuma gidiyor."

Ailelere Uyarı: "Küçükken Telefon Vermeyin"

Telefon bağımlılığıyla ilgili ailelere tavsiyelerde bulunan Barış Özbay, şu sözleri söyledi:

"Küçükken çocuklara telefon vermeyin, büyüyünce verin. Gençlere tavsiye vermeyeceğim. Şimdiden ellerinde telefon varsa bırakın diyemem, artık ellerinde telefon olduğu için geç oldu. Ailelere tavsiye verebilirim. Küçükken çocuklara telefon vermeyin, büyüdükten sonra verin. Arkadaşlarıyla çıkıp sokakta oynasın diyeceğim ama telefonu arkadaşlarına da veriyorlar. O zaman da oynayacak arkadaşları kalmıyor. Benim telefonum lise bittiğinde bile yoktu. Büyüyünce telefon aldım. Çocuklara kendi telefonlarınızı vermeyin. Bence böyle olması lazım."

Özbay, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ben dışarıya çıkıp sosyalleşmiyorum. Kafelere falan gitmiyorum. O yüzden yapacak bir şey yok. Duvarlara da bakacak halim yok. O yüzden telefonla oynuyorum. O zamanlarda başlıyor ve zamanla alışıyor. Hayat bana sıkıcı geliyor. Büyük ihtimalle; telefonda oyun, dizi ve filmlerin belirli senaryoları vardır. Bir dizi veya filmi izlediğimde sonrasında ne olacağını rahat şekilde tahmin edebiliyorum. Bu durum da çok hoşuma gidiyor. Gerçek hayat bu şekilde değil, ne olacağını tahmin edemiyorsun. Bu belirsizlik korkutuyor. Bir işe girmek veya insanla tanışmak hiç istemiyorum. İnsanlar çok korkunçlar. İnsanların ne olacağı belli değil ve kafalarının içinde neler olduğunu bilemezsin. Yabancılarla tanışmak hiç istemiyorum."

Barış Özbay'ın yaşadığı bu durum, telefon bağımlılığının ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seriyor. Ailelerin bu konuda bilinçli olması ve çocuklarını yönlendirmesi büyük önem taşıyor.