Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, yüksek faizler nedeniyle kredi almakta zorlanan şirketlere Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla destek paketi açıklamasıyla ekonomi gündemi hareketlenmişti. Erdoğan, KGF'nin önemine vurgu yaparak, "Bu noktada adım atıp, KGF'den tulumbaya suyu dökmekte fayda var ki hareketlensin" şeklinde konuşmuştu. Ancak, bu açıklamanın hemen ardından Merkez Bankası'ndan (MB) gelen hamle, bankaların kredi verme kapasitesini kısıtlayarak kredi maliyetlerini artırdı.

Merkez Bankası'nın Hamlesi: Kredi Muslukları Kısılıyor mu?

Merkez Bankası, enflasyonla mücadele çerçevesinde TL cinsi yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar ile yurt dışından kullanılan krediler için zorunlu karşılık oranlarını artırdı. 1 yıla kadar vadede %12 olan oran, 1 aya kadar vadede %18'e, 3 aya kadar vadede ise %14'e yükseltildi. Bu kararla MB, dövize yönelme potansiyeli olan TL likiditesini azaltırken, bankaların piyasaya sunabileceği kredi miktarını daraltarak kredi maliyetlerini yükseltmeyi hedefliyor.

Bu adımın temel amacı, enflasyonla mücadele ve döviz kurundaki dalgalanmaları kontrol altına almak. Merkez Bankası, kısa vadeli borçlanmalar üzerinden gelebilecek döviz talebini cezalandırırken, bankaların özel sektörün kredi taleplerini kısa vadeli borçlarla karşılama olasılığını da sınırlıyor.

Kararın Etkileri Neler Olacak?

Merkez Bankası'nın bu yeni kararı, bankalar, özel sektör ve bireysel banka müşterileri olmak üzere üç ana kesimi doğrudan etkileyecek:

• Bankalar: Kısmi kâr kayıpları yaşayabilirler.
• Şirketler: Kredi faizlerindeki artış nedeniyle daha yüksek maliyetlerle karşılaşabilirler ve acil ihtiyaçları için kullanabilecekleri kredi miktarı azalabilir.
• Bireysel Müşteriler: Kısa vadeli ihtiyaç ve tüketici kredilerinde faiz artışları görülebilir.

Tüketici kredilerinde faiz artışı bekleniyor. Merkez Bankası’nın bankaların kredi musluklarını kısan, kredileri daha da pahalandıran yeni kararı bireysel banka müşterileri de etkileyecek. Söz konusu kararla birlikte bireysel banka müşterilerinin kullandığı kısa vadeli ihtiyaç ve tüketici kredilerinde de faiz artışı bekleniyor.

Kredi musluğunun kısılması, Merkez Bankası’nın ise enflasyonla mücadelede elinin güçlenmesini sağlamış oldu.

Enflasyonla Mücadelede Yeni Bir Hamle mi?

Bu kararın, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele stratejisinin bir parçası olduğu düşünülüyor. Kredi musluklarının kısılmasıyla piyasadaki likidite azaltılarak enflasyonun kontrol altına alınması hedefleniyor. Ancak, bu durumun ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etkileri olabileceği unutulmamalı. Ekonomistler, bu kararın etkilerini yakından takip ediyor.

Merkez Bankası'nın bu hamlesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın KGF ile kredi desteklerini artırma yönündeki açıklamalarıyla çelişiyor gibi görünse de, ekonomik istikrarı sağlama amacını taşıyor. Önümüzdeki günlerde bu kararın piyasalara ve genel ekonomiye nasıl yansıyacağı merakla bekleniyor. Kredi faizlerindeki olası artışlar ve şirketlerin finansmana erişimindeki zorluklar, ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturabilir. Bu nedenle, hükümetin ve Merkez Bankası'nın koordineli bir şekilde hareket ederek, hem enflasyonla mücadeleyi sürdürmesi hem de ekonomik büyümeyi desteklemesi gerekiyor.