Ataşehir'de yaşayan Yürük ailesinin başına gelenler, küçük bir borcun nelere yol açabileceğini gözler önüne seriyor. 2019 yılında alınan 24 bin TL'lik kredi, ödenemeyince faiziyle birlikte katlanarak ailenin 6 milyon 300 bin TL değerindeki evini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmasına neden oldu. Üstelik aile, kısa süre önce 27 yaşındaki evlatlarını kaybetmenin acısıyla sarsılmıştı.

Evlat Acısı ve Borç Yükü

Yürük çifti, evlatlarının vefatının ardından büyük bir üzüntü yaşamış, İbrahim Yürük bu süreçte sağlık sorunları yaşamıştı. Şeker ve tansiyon rahatsızlıkları nedeniyle geçici olarak görme yetisini kaybeden ve kısmi felç geçiren Yürük, bir yandan da birikmiş borçlarla uğraşmak zorunda kaldı. 24 bin TL'lik borç zamanla katlanarak, ailenin üzerine kara bir bulut gibi çöktü.

Sağlığına kavuştuktan sonra evini kaybetme tehlikesiyle karşılaşan Yürük, yaşadığı şoku şu sözlerle dile getiriyor: "2 milyon verelim bizim yakamızı bırak dedik, yine kabul etmedi. Bizim başka evimiz yok. Borcu ödemek istiyoruz, adamlar kabul etmiyor." Şirketin evin dörtte birinin hacizli olduğunu ve borcun tamamının ödenmesi halinde evi geri satacaklarını söylediği ancak sözlerini tutmadığı iddia ediliyor.

"Evladımın Hatıraları Var!"

Acılı anne ise gözyaşları içinde feryat ediyor: "Evimi bırakın! Evladımın hatıraları var. Olacak iş mi ya? En çok evladımın hatırası var. Ben yavrumun odasında bile kıyamadım, her şey yerli yerinde aynı şekilde duruyor." Ailenin başka gidecek bir yeri olmadığını belirtmesi, yaşadıkları çaresizliği daha da gözler önüne seriyor. Şirket tarafından evi boşaltmaları için 15 gün süre verilen aile, ne yapacağını bilemez halde bekliyor.

• Aile, 24 bin TL'lik borcun faiziyle katlanması sonucu evini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
• Evlat acısı yaşayan aile, bir yandan da borç yüküyle mücadele ediyor.
• Şirketin evi boşaltmaları için 15 gün süre vermesi, ailenin çaresizliğini artırıyor.

Yürük ailesinin yaşadığı bu olay, borçlanmanın ve ödeme güçlüğünün nelere yol açabileceğine dair acı bir örnek teşkil ediyor. Küçük bir borcun zamanında ödenmemesi halinde, insanların hayatlarını nasıl alt üst edebileceği ve maddi kayıplara neden olabileceği bir kez daha gözler önüne seriliyor. Yetkililerin ve ilgili kurumların bu tür mağduriyetlerin önüne geçmek için daha etkili çözümler üretmesi ve ailelere destek olması büyük önem taşıyor.