ABD'de tüketici güveni, Michigan Üniversitesi'nin açıkladığı son verilere göre Eylül ayında 55,4'e gerileyerek Mayıs ayından bu yana en düşük seviyesini gördü. Bu düşüş, Amerikalı tüketicilerin ekonomik beklentilerinde ciddi bir karamsarlığın hakim olduğunu gösteriyor.

Tüketici Güveninde Şok Düşüşün Nedenleri

Michigan Üniversitesi'nin raporuna göre, tüketici güvenindeki bu düşüşün temelinde yatan faktörler şunlar:

• Yüksek enflasyon beklentileri: Tüketiciler, kısa vadede enflasyonun yüksek seyretmeye devam edeceğini öngörüyor.
• İş piyasası endişeleri: İşsizlik oranının artabileceği ve iş bulma koşullarının zorlaşabileceği kaygısı hakim.
• Ekonomik kırılganlıklar: Genel ekonomik durumun belirsizliği ve resesyon riskinin artması tüketici güvenini olumsuz etkiliyor.

Amerikalıların mevcut finansal durumlarına yönelik değerlendirmesi olan mevcut ekonomik koşullar endeksi de Eylül ayında düşüş göstererek 61,2'ye geriledi. Tüketicilerin uzun vadeli öngörülerini yansıtan tüketici beklentileri endeksi ise 51,8'e kadar indi.

Enflasyon Beklentileri Yükselişte

Tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentileri Eylül ayında değişmeyerek yüzde 4,8 seviyesinde kalırken, uzun vadeli enflasyon beklentileri art arda ikinci ay yükselerek yüzde 3,5'ten 3,9'a çıktı. Bu durum, tüketicilerin enflasyonun kalıcı olacağına dair endişelerinin arttığını gösteriyor.

Tüketici Anketleri Direktörü Joanne Hsu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, tüketicilerin iş koşulları, iş gücü piyasaları ve enflasyona yönelik artan risklerle birlikte ekonomide çok sayıda kırılganlığa işaret etmeye devam ettiğini belirtti.

Tüketici Güvenindeki Düşüşün Olası Etkileri

Tüketici güvenindeki bu düşüş, ABD ekonomisi üzerinde önemli etkilere sahip olabilir. Tüketici harcamaları, ABD ekonomisinin büyümesinde önemli bir rol oynuyor. Güvenin azalmasıyla birlikte tüketicilerin harcama eğilimi de düşebilir, bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir.

Ayrıca, şirketlerin yatırım kararları da tüketici güveninden etkilenebilir. Tüketici güveninin düşük olduğu bir ortamda şirketler, yeni yatırımlar yapmaktan kaçınabilirler. Bu durum da işsizlik oranının artmasına ve ekonomik büyümenin daha da yavaşlamasına neden olabilir.